Mansur Yavaş, tartışma yaratan konser giderlerini kalem kalem açıkladı: Ebru Gündeş ve ekibine 4,7 milyon lira ödenmiş
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, belediyenin düzenlediği konserlere yapılan harcamalarla ilgili ortaya atılan iddialara ilişkin olarak, basın toplantısı düzenledi. Yavaş, tartışma yaratan Ebru Gündeş konseri için, "Sahne, ışık, dekor vs 31 milyon 680 bin lira. Bunun içerisinde, Ebru Gündeş'in kendi izniyle açıklıyoruz, kaşe bedeli zaten belli, ekibiyle beraber, makyözü vs dahil ödenen para 4 milyon 750 bin lira arkadaşlar. Bunun içinde de Ebru Gündeş, kaşe bedelini almıştır. Yani, kalkıp da 'bir sanatçıya konser için şu kadar ödendi' demek tamamen algı operasyonudur" ifadelerini kullandı.
Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan konserlerde Ebru Gündeş'in 69,5, Mor ve Ötesi'nin 71, Mert Demir'in 10 milyon aldığı, Candan Erçetin ve Murda'ya 80 milyon TL aldığı iddia edilmişti. İddialar üzerine belediye içinde soruşturma açan Yavaş, soruşturmanın ardından basın açıklaması yaparak konser giderlerini kalem kalem açıkladı.
Mansur Yavaş, 17-18-19 Mayıs'ta'ta 3 tane konser yapıldığını, teknik kuruluma 48 milyon lira, sanatçılara ve ekiplerine ödenen paranın da 30 milyon olduğunu söyledi. Yavaş; Gülşen, Murat Boz ve Mor ve Ötesi konserleri için toplamda 78,5 milyon lira harcandığını söyledi.
Yavaş, Ebru Gündeş'e de 70 milyon liraya yakın ücret ödendiği iddiasını yalanladı. Mert Demir ve Ebru Gündeş konserlerine toplamda 44,9 milyon lira harcandığını söyledi.
Tan Taşçı konseri için 41 milyon 950 bin TL ödendiğini söyleyen Yavaş, "Sahne kurulumu tek sanatçı olduğu için rakam yüksek ama öbürleri için ağızlarını açamazlar artık" dedi.
"Bir konsere bu kadar para harcanır mı?" şeklinde eleştiriler olduğunu belirten Yavaş, "Şu ekonomik sıkıntı ve stresin içinde sevdiği sanatçıları görmek isteyen insanlar oraya geliyorlar. Bilet fiyatı üzerinden hesap etseniz, 80 milyon lira tutuyor, biz bu bedeli sosyal hizmet için harcıyoruz" dedi. Yavaş, sanatçı seçiminde daha dikkatli olacaklarını belirtirken, sanatçı seçimi ve konser harcamaları konusunda halk oylamasına başvuracaklarının altını çizdi.
Mansur Yavaş'ın açıklamalarından ara başlıklar şöyle:
"Tüm ülkeden ve Ankaralılardan özür diliyorum"
"4 gün önce belediye meclisimizde yaşanan tartışmadan dolayı bütün ülkeden ve Ankaralılardan özür diliyorum. Olmaması gereken bir tartışmaydı, çünkü biz 31 Mart'tan sonra iktidar muhalefet ayrımı yapmadan hep birlikte Ankara'ya hizmet edeceğimize söz vermiştik. Verilen soru önergesi, verilen cevaplardaki bel ki de yanlış anlaşılma vs gibi nedenlerle istenmeyen bir tartışma oldu. Bu, olmamalıydı. Ben de belediye başkanı olarak meclisteki grup başkanvekilleri ve il başkanlarının birbirleriyle görüşmeleriyle, bundan sonra sadece Ankaralılara hizmete odaklı çalışmaya devam edeceğiz.
"İddialarla ilgili derhal inceleme başlattık"
Malum, birtakım iddialar atıldı. Bu iddiaların atılış biçimi de çok ilginç. Belli amaçlarla, belediye içerisinden birileri doğru olmayan bilgileri sızdırdılar. Bu doğru olmayan bilgiler eşliğinde, özellikle internet medyasında, bizden doğru bilgileri alacakken, 'Ankara Belediyesi bir konsere 69 milyon lira ödedi' diye servis etmeye başladılar. Tabiki, bu haberi duyar duymaz, derhal incelemeye başladık. Çünkü, ben bir hukukçu olarak ne peşinen herkesi suçlu ilan ederim, ne de araştırmadan 'nasıl olsa bu iftiradır' diye bakmam. 5 yıl boyunca da böyle davrandım. Belediyemizle ilgili en ufak bir müracaat geldiğinde bunu mutlaka teftişten geçirdim.
Şöyle bir eleştiri var; neden 10 gün beklendi deniyor. Bu iddia 30 ekim gecesi internete düşmüş. Bunun üzerine 1 Kasım'da biz teftişe talimat vermişiz. Araya resmi tatil giriyor, 4 Kasım'da müfettiş gönderiliyor ve daire başkanlığından dosyalar isteniyor. Bu sefer ayın 5'inde Kültür ve Sosyal İşler Dairesi'nden izahat isteniyor. Bu izahat veriliyor. Bu izahatın doğru olup olmadığını tespit için, teftiş yazı yazıyor. Ses, sahne kurulumu gibi bildirilen belgelerde, şekli, metrekaresi ve teknik özellikleri belli olan sahnenin kurulum süresi ve kira ücretine yönelik olarak piyasa tespitini yapmasını istiyor. Bunun üzerine yapı kontrol dairemiz, ayın 8'inde 6 tane bu tür işleri yapan firmaya teklif şartnamesi gönderiyor ve teklifleri yazı olarak bildiriyor. Bu yazı da internet medyasına gerçekmiş gibi düşürüldü. 6 tane firmaya gönderilen e-postanın sadece bir tanesine cevap gelmiş. Onu da göstereceğiz biraz sonra. Ve 11 Kasım'da, yani bugün rapor tamamlanıp bana verileceği bildirildiği için, biz de basın toplantısını bugün yapmak zorunda kaldık.
"Kusuru olanın asla arkasında durmayız"
Benim dönemimde teftiş dairesinde 346 dosya açılmış, yine benim dönemimde 20 tane raporu savcılığa 53 kişinin cezalandırılması için ben göndermişim. Yani, bizim yönetimimizde hiçbir bürokratımız suç ortağımız değildir. Hata yapan hatasının sonucuna katlanacaktır. Ama hiçbir bürokratıma da evet bu yapmıştır, etmiştir diyemem. Çünkü incelemeden bir sonuca varmak mümkün değildir. Bugün internette yargısız infazla yapılıyor ama ben kendi personelime yargısız infaz yapamam. Onların da savunmaları alınıp, durum ortaya çıkarıldıktan sonra elbette bu konular kamuoyu ile paylaşılacaktır. Eğer kusur varsa, asla ve asla arkasında durmayız. Hatta dava açılırsa biz de davaya katılırız.
Ben 2019'da 2 Ankaralıdan birinin, son seçimlerde ise 3 Ankaralıdan neredeyse 2'sinin oyunu alarak seçildim. Şatafat sürmeden, oldukça sade bir yaşantıyla, o makamda otururken Ankara halkından aldığımız maaşı hak edecek şekilde çalıştık. Hiçbir yerde benim fotoğrafımı görmediniz, açılışlarda kon ser görmediniz, reklam olacak işlere girmedik, bir kuruş harcırah almadım, uçak biletlerimi resmi görevlerde bile tamamen kendim karşıladım. Bunu neden böyle yapıyorum? Ben böyle yapayım ki, benim personelim de bu şuurla, bu hassasiyetle hareket etsin diye. Hatta zaman zaman niye açılışları konserle yapmıyorsunuz, niye reklamını yapmıyorsunuz diye çok sayıda eleştiri aldık.
Bugün Türkiye'deki ekonomik sıkıntıların yanında en büyük problemin yolsuzluklardan, israftan, şatafattan kaynaklandığını biliyoruz. Bu yolsuzlukların önüne geçmenin en önemli şartlarından bir tanesi ihalelerin canlı yayınlanmasıydı. Ve 5 yıldır bu şekilde yaptık, halen de yapmaya devam ediyoruz.
"Algı operasyonuna maruz kaldık"
Gelelim belediyemize ait sosyal medyada tetiklenen tartışmalara... 2021 yılından itibaren yaptığımız tüm konserleri ekranda göreceksiniz. İlan edildiği gibi, algı yapıldığı gibi sanatçılara ödenen para yok arkadaşlar. Sanatçıların kaşe bedeli adı altında ücretleri bellidir. Yani, ben bir sanatçının bedelini bilmiyorum diye kimse diyemez. Dolayısıyla tam bir algı operasyonunun içindeyiz. Bir konser için şu kadar para verdi diye maalesef bir algı operasyonuna maruz kalmış bulunuyoruz. Bakın arkadaşlar; tabloda sağ tarafında bedelleri var. Yani; gençlik parkında, tiyatro salonunda vs konserler için rakamlar var. Yapılan yerleri işaret etmek isterim. Milli günler için yapılan konserler...
Devam edelim... Kırmızıları özellikle göstermek istiyorum. Yine 27 Ağustos 2021'de BURAY, Koray Avcı, 30 Ağustos Bengü konseri ve Sakarya Meydan Muharebesi ile ilgili program, sağ tarafta ödenen ücretleri görüyorsunuz. Bunların içerisinde tabiki sanatçıların ücretleri de var.
Evet, 29 Ekim 2021, Gençlik Parkı'nda kutlanmış, Gazapizm konserine ödenen rakamları da kenarda görüyorsunuz.
Cumhuriyet'in 100. yılı... 'Candan Erçetin'e 84 milyon ödendi' diyen müfterilere duyurulur. 8 tane konser var. Teknik bir sefer kuruluyor, 8'i birden orada hizmet alıyor. Toplam 94 milyon lira. Bunu 8'e böleceksiniz. Bir sanatçıya 60 milyon, 100 milyon veriliyor iddialarına karşılık rakamlar burada.
Devam edelim, 2024 yılı... Evet, 23 Nisan, Semicenk, Gazapizm ve Ediz. Üç tane sanatçı. Teknik yine 46 bin lira. Burada ses, sahne vs ekipmanlar var. Devam ediyoruz... Bunu yazmamışlar. Burada da Mor ve Ötesi'ne de 70 milyon verildi diye internete yaydılar. 17-18-19'da 3 adet konser, teknik kurulum 48 milyon lira, sanatçılara ve ekiplerine ödenen de 38 milyon lira. 3'e böldüğünüzde konser başına ne düştüğünü göreceksiniz. 30 Ağustos'ta yine Tan Taşçı konserine 41 milyon 950 bin lira ödenmiş kurulumla beraber.
Ebru Gündeş konseri
Evet. 28-29 Ekim, en fazla problemin yaşandığı. Kiminin sanatçı yüzünden bize saldırdığı... Çünkü, Türkiye'de sanatçıların birçoğu da insanların istediğine, istemediğine, siyasi görüşüne göre değerlendiriliyor. Ancak, bu konseri aslında ilk defa sözleşmesi yapılıyor, ancak TUSAŞ saldırısı nedeniyle ben iptal ettim. Bu sefer kamuoyundan ısrarlı bir şekilde bir devlet ya da belediye terör karşısında bunu yapamaz, mutlaka bu konser yapılmalı diye çok büyük baskı oldu. Yani, teröre teslim mi oldunuz diye. Bunun üzerine 4 gün sonra, yani o gün biz TUSAŞ saldırısının olduğu gün konser iptal edilmiştir dedik ve iptal ettik. Ve 4 gün hiçbir çalışma yapılmadı. Daha sonra baskılar üzerine devam ettik. Devam edince, sözleşme üzerindeki işlerin tamamı yapılamadı. Sahne, ışık, dekor vs 31 milyon 680 bin lira. Ebru Gündeş ve ekibine ödenen 13 milyon 250 bin lira. Bunun içerisinde, Ebru Gündeş'in kendi izniyle açıklıyoruz, kaşe bedeli zaten belli, ekibiyle beraber, makyözü vs dahil ödenen para 4 milyon 750 bin lira arkadaşlar. Bunun içinde de Ebru Gündeş, kaşe bedelini almıştır. Yani, kalkıp da bir sanatçıya şu kadar ödendi demek tamamen algı operasyonudur. Kurulumda çalışan personel tam 90 kişi. Tek tek bunların sigorta girişlerini, bordrolarını istedim. Ayrıca teknik, ses, ışık ve led ekranda çalışan 56 kişi. Bunların arzu eden olursa tamamının sigorta fişlerini kendilerine gösterebiliriz. Bunların yemesi, içmesi, konaklaması dahildir. 12 tır şehir dışından, 8 tır da Ankara'dan olmak üzere toplam 20 tır malzemeyle kurulum yapılmıştır. Bunların da sevk irsaliyelerini bizzat kendim inceledim. Toplam kurulum ve sökümde günlük çalışan 146 kişi.
"Böyle bir sahne ilk defa kuruldu"
Şimdi, değerli Ankaralılar, Cumhuriyetin 101. yılı kutlaması için Türkiye'nin en büyük sahnesini kurduk. Bunu milli bayramların en yüksek standartlarda kutlanması amacıyla yaptık. Sıradan bir konser yapmak istemedik. Hep Gençlik Parkı ve Atatürk Orman Çiftliği olmasının nedeni de bizzat Mustafa Kemal Atatürk'ün içinde gezdiği yürüdüğü ve AOÇ'nin bize emanet ettiği bir yer olmasıydı. Sıradan yerler değildi. Bu şükran duygusu ortaklığını yaşamak için büyük ekran kuruldu. Böyle bir ekran, böyle bir sahne yok. Böyle bir sahne ilk defa kuruldu.
Mor ve Ötesi konseri... Bunu daha detaylı vermek istedik. Niye? Mor ve Ötesi'ne 70 milyon verildi diye internette yazılar çıktı. Candan Erçetin konserinde 8 tane sanatçı var. Onlara verilen ücret 80 milyon değil, hepsine verilen 94 milyondur.
"İki firmaya iş veriliyor" iddiası
'Hep iki firma işi alıyor' diyorlar. Tek tek incelettim. Tam 904 tane konser ve etkinlik yapmışız. İddia edilen firmalara yaptığımız ödemeler, toplam bütçenin yüzde 39'una denk geliyor.
6 tane firmaya teftiş kurulunun teklif verdiğini belirtmiştim. Bu çapta bir sahne yapmak tabi kolay değil. Sadece 1 firma yanıt vermiş. Verdiği teklif sahne kurulumu için 56 milyon lira.
"Biz, Ankara'nın bir kuruşunu bile boşa harcamak istemiyoruz"
Hakkımızda 109 şikayet yapıldı. 101 tanesi takipsizlikle sonuçlandı. 8'i de mutlaka o şekilde sonuçlanacak. biz, sorumluluğumuzun farkındayız. Biz, Ankara'da 16 belediye başkanı öyle büyük bir sorumluluk aldık ki, Ankara'da 3 kişiden 2'sinin oy vermesi sorumluluğumu arttırmıştır. Elbette hatamız olabilir. Hatamız olduysa özeleştiri yaparız. Burada şu belediye de şu kadar harcamış, bizden öncekile de şunları yaptılar demiyoruz. Biz farklıyız. Biz onların yaptığını yapmayacağız, onları da emsal göstermeyeceğiz. Ankara'da bizden önceki dönemde yapılan israfın boyutlarını biliyorsunuz. Biz, Ankara'nın bir kuruşunu bile boşa harcamak istemiyoruz.
O Atatürk Orman Çiftliği'nde 2 ay önce özel bir kuruluş konser yaptı. Resmi rakamları vermiyorlar ama duyumlarımıza göre sahne kurulumu bizim rakamların üzerinde. Bunları kişisel veriler kanunu kapsamında veremezler ama Cumhuriyet Savcısı isterse bu rakamlar gelecektir ve az mı verildi, çok mu verildi görülecektir.
"Sanatçı seçiminde Ankara halkının görüşlerini dikkate alacağız"
2 tane görüş var... Bir konsere bu kadar para harcanır mı diyorlar. Ama konserler, insanların sosyalleştiği yerler. Bir de şöyle bakmak lazım; bugün Ankara'daki bazı sahnelerde santçılar yer alıyor. Buradaki bilet ücretleri 2 bin, 3 bin, 5 bin lira. Şu ekonomik sıkıntıların, stresin içinde o sevdikleri sanatçıları yakından görmek, izlemek için gençler, aileler, çocuklar, hep birlikte oraya geliyorlar. Yani bilet fiyatı üzerinden alsanız, bin liradan saysanız, 80 milyon lira gibi bir bedeli biz bu sosyal hizmet için harcıyoruz. Ve insanlar bir kuruş harcamadan gelip izliyorlar. Ben bunun hem kamu hizmeti, hem de sosyal hizmet olduğunu düşünüyorum. Bu rakamlar pahalı diyebilirsiniz. Milli günler, bu milletin beraberliğini gösterdiği en önemli günler. Ne kadar çok yan yana gelir, birlikte kutlarsa, memleketin birliğine, bütünlüğüne neden olacak konserlerdir. Özellikle milli günleri seçiyoruz bu konserler için. Kimileri de diyor ki, en müthiş şekilde kutlansın. Bu kadar para harcamaya gerek yok diyen de var. İkisi de Ankaralıların bazı kesimlerinin görüşü. İkisinin de başımızın üstünde yeri var. Daha dikkatli olacağız. Sanatçı seçiminde de Ankara halkının görüşlerini dikkate alacağız."