“Farkındalık Etkinliği ve Basına Yönelik Dışlanma: Şeffaflık Sorunu”
Geçtiğimiz günlerde, Samsun’da 23 Nisan Ortaokulu'nda gerçekleştirilen meme kanseri farkındalık etkinliği, önemli bir toplumsal soruna dikkat çekmek amacıyla düzenlenmişti. Ancak bu etkinlik, ne yazık ki sadece farkındalık yaratmakla kalmadı; aynı zamanda basın mensuplarının etkinlik alanına alınmamasıyla da dikkatleri üzerine çekti. Etkinliğe katılmak isteyen basın mensupları, İlkadım Kaymakamı Abdulkadir Demir tarafından içeri alınmadı ve bu durum, birçok kişi tarafından eleştirildi.
Meme kanseri, her yıl milyonlarca kadını etkileyen, hayati önemi olan bir sağlık sorunu. Bu tür farkındalık etkinlikleri, toplumda bilgi eksikliklerini gidermek, erken teşhisin önemini anlatmak ve insanların hayatlarını kurtarabilmek adına kritik bir rol oynar. Etkinliklerin amacı, toplumun her kesiminden bireyleri bilgilendirmek ve bu konuda daha fazla duyarlılık oluşturmaktır. Bu tür organizasyonlarda, medya ve basın mensuplarının yeri çok büyüktür; çünkü basın, etkinliklerin geniş kitlelere ulaşmasını sağlar, duyuru yapar ve insanların bu konuda daha fazla bilgi edinmesini temin eder.
Ancak İlkadım Kaymakamı Abdulkadir Demir’in, etkinliğe katılmak isteyen basın mensuplarını içeri almayı reddetmesi, ciddi bir sorunu gündeme getirdi: Şeffaflık ve toplumla açık iletişim eksikliği. Bir kamu etkinliği düzenlendiğinde, özellikle de halk sağlığı gibi kritik bir konuda, basının dışlanması, sadece basın özgürlüğüne değil, aynı zamanda halkın bilgiye erişim hakkına da büyük bir darbe vurur. Basın, halkın sesidir; basının etkinliklere katılmaması, toplumun önemli meselelerine dair bilgilerin doğru ve geniş bir kitleye ulaşmaması anlamına gelir.
Kaymakamlık makamı, genellikle kamu hizmetleriyle ilgili organizasyonları denetleyen ve yönlendiren bir otorite olarak kabul edilir. Ancak bu tür etkinliklerde, basının etkinliğe katılımının engellenmesi, yöneticilerin halkla ne kadar şeffaf bir ilişki kurduğu sorusunu gündeme getiriyor. Basın, yalnızca haber yapmak için değil, aynı zamanda toplumu bilinçlendirmek, farkındalık oluşturmak ve kamuoyunu aydınlatmak için de bir araçtır. Etkinliklerin sadece katılımcılara hitap etmesi, geniş kitlelere ulaşmasını engeller.
Kaymakam Demir’in basın mensuplarını içeri almaması, bu anlamda ciddi bir iletişim kopukluğu yaratmıştır. Bu tür etkinliklerin başarılı olabilmesi için, toplumun her kesiminden bireylerin katılımı, medyanın desteği ve devletin şeffaf yaklaşımı kritik önemdedir. Eğer bir etkinlik yalnızca sınırlı bir izleyici kitlesine hitap ediyorsa, bu etkinliklerin toplumsal etkisi de sınırlı olacaktır.
Farkındalık oluşturma çabası, sadece etkinliği organize edenlerin değil, tüm kamu yetkililerinin sorumluluğundadır. Etkinliklerin medyayla işbirliği içinde yürütülmesi, bilginin geniş kitlelere yayılmasına yardımcı olur. Ancak, basının etkinlik alanına alınmaması, bu tür organizasyonların amaçlarına ulaşmalarını engelleyen bir durumdur.
Bu olay, yalnızca bir etkinliğin basına kapatılmasından çok daha fazlasını ifade ediyor. Şeffaflık, iletişim ve toplumsal duyarlılık açısından, kamu görevlilerinin ve yerel yöneticilerin daha açık ve katılımcı bir yaklaşım benimsemesi gerektiğini hatırlatıyor. Kamu etkinlikleri, halkın bilgiye ulaşmasını sağlayacak, toplumla doğrudan iletişim kuracak bir fırsattır. Ancak basının dışlanması, bu fırsatın kaybolmasına yol açar.
Sonuç olarak, 23 Nisan Ortaokulu’ndaki meme kanseri farkındalık etkinliği, ne yazık ki sadece sağlık konusunda değil, aynı zamanda kamu yönetiminin şeffaflık ve katılımcılık anlayışında da önemli bir ders vermiş oldu. Kamu hizmeti ve etkinlikleri halk için, halkla birlikte yapılmalıdır. Basının etkinliklere katılımı, sadece haber verme amacını taşımakla kalmaz; aynı zamanda toplumu bilinçlendirme noktasında da hayati öneme sahiptir. Bu yüzden, toplumun bu tür organizasyonlardan en iyi şekilde faydalanabilmesi için, şeffaflık ve basın özgürlüğü her zaman ön planda tutulmalıdır.
AYKUT SOYDEMİR
Habertrk.com
Genel Yayın Yönetmeni